Şemun Peygamber hayatı
Hz . Şemun Aleyhisselam...ŞEM’UN SAFA (Üçüncü Elçi).Hz. İsa'nın (a.s) Vasisi Şem'un.Anadolu’nun ilk camii olan Habib-i Neccar Antakya’da yapılmış ve Müslümanlık Anadolu’ya buradan yayılmaya başlamıştır.
Hz . Şemun Aleyhisselam... İsrailoğullarına gönderilen peygamberlerden olduğu rivâyet edilen mübârek zât. Şemsûn diye de zikr edilir. Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem; “Geçmiş zamanda Şemun (Şemsûn aleyhisselam) adlı bir peygamber vardı. Allahü teâlânın rızâsı için bin ay devamlı cihâd edip, silâhını omuzundan çıkarmadı.” buyurdu.
Hz. İsa'nın (a.s) Vasisi Şem'un a) İncil'de Şem'un: Kamus-i Kitab-ı Mukaddes'te, "Şem'un" sözcüğünde bu isimle on kişi sa¬yılmıştır; bunlardan biri Şem'un Petros'tur. Bu isim Tevrat'ta "Sem'un" diye geçer. Matta İncili'nin, onuncu Eshah'ında şöyle geçer: Sonra -İsa- on iki öğrencisini çağırarak, kötü ruhları kendilerinden uzaklaştırmaları ve bütün hastalıkları iyileştirmeleri için onlara güç ve kötü ruhlarla karşılaşma kuvveti verdi. Onun on iki sefirinin isimleri şöyledir: Birincisi Petrus denilen Sem'an... Yuhanna İncili'nde, 21. Eshah'ta, (sayı: 15-18) Hz. İsa'nın Şemun'a, "Sürünün sorumlusu ol." şeklinde vasiyet ettiği geçer. Hz. İsa (a.s) burada demek istiyor ki: "Bana iman edenlerin sorumluluğunu üstlen." Yine Kamus-i Kitab-ı Mukaddes'te, "İsa onu (Şem'un'u) kilisenin önderi etti." diye geçer.
b) İslâm Kaynaklarında Şem'un:Yakubî kendi Tarih'inde Şem'un'u "Sem'anu's-Sefa" diye anmıştır. Mes'udî de der ki: "Yunanca Şem'un ve Arapça Sem'an olan Petrus Roma'da öldürüldü." (Tarih-i Mes'udî, c.l, s.343) Mu'cemu'l-Buldan'da şöyle geçer: "Sem'an'ın manastırı" Dımeşk yakınlarındadır. Bu manastıra mensup olan Sem'¬an Hıristiyanların ileri gelenlerinden biriydi; onun Şem'un-i Sefa olduğu söylenmektedir."
ŞEM’UN SAFA (Üçüncü Elçi) Hz.İsa daha önce gönderdiği elçilere destek olsun diye Antakya şehrine üçüncü elçi olarak havarilerinden Şem’un Safa’yı (Batris) gönderdi (M.S.33). Çok dikkatli davranan Şem’un kendisini elçi olarak tanıtmadı. Tedbirli ve akıllı davranışıyla saray halkına karşı dostluk sağlayarak güven kazandı. Böylece hükümdara hapishanedeki elçileri hatırlatarak onlarla konuşmasını ve onları dinlemesini tavsiye etti. Hükümdar isteği kabul ederek elçileri çağırdı.
Şem’un: Ey elçiler! Sizi buraya kim gönderdi? Elçiler: Allah’ın peygamberi, Hz.İsa gönderdi. Şem’un: İlahi görevle geldiğinizi ispat edecek bir deliliniz var mı? Elçiler: Allah’ın izniyle hastaları iyileştirir, körlerin gözünü açarız ve ölüyü diriltiriz dediler. Hükümdar: Yedi gün önce ölmüş henüz defnolunmamış bir genç var, onu diriltebilir misiniz? Bunun üzerine elçiler açıktan, Şem’un ise gizlice dua yapmaya başladılar, gencin dirildiğini gören Hükümdar, hayret içinde kaldı. Şem’un: Ey hükümdarım! Sizde taptığınız putlara dua edin size yardım etsinler ve siz üstün gelin. Hükümdar: Ey Şem’un! Senden gizlim yoktur. Bu putlar işitmez, görmez, bilmez ve bir şeye güçleri yetmez dedi. Şem’un: O halde elçilerin dininin hak olduğu açık olarak anlaşıldı dedi. Bunun üzerine hükümdar iman etmişse de, halk elçileri yalanlamışlardır. Mezarı camide bulunmaktadır. Çok tanrılı dönemde Roma halkını Allah’a inanmaları için Antakya’ya iknaya Hz. İsa tarafından gönderilen elçiler Yuhanna, Pavlos ve Şemun Safa’nın da mezarları cami içinde yer aldığına inanılmakta ve kabirleri bulunmaktadır. Anadolu’nun ilk camii olan Habib-i Neccar Antakya’da yapılmış ve Müslümanlık Anadolu’ya buradan yayılmaya başlamıştır. Hz. İsa’nın Havarilerine ilk inanan Habib-i Neccar bir inanç abidesi ve Kuran-ı Kerimde Yasin suresinde övülen bir şehittir.
“Yasin Süresi 20 ila 27 ayetlerinde Habibi Neccarın kavmine yapmış olduğu nasihatları ve kavmi onu öldürdüğünde Yüce ALLAH tarafından Cennet’le müjdelendiğini, (cennete gir) denildiğini görmekteyiz. O, Büyük bir şahsiyet ve şehitlik mertebesine ulaşmış önemli bir zattır.”
Antakya'nın Ata Köprüsü yakınında bulunan ve yapıldığı dönem itibariyle Antakya’nın en eski camisi olan Ulu Cami’nin Memlük dönemi eseri olduğu sanılmaktadır. Kitabelerden, caminin ve minaresinin çeşitli dönemlerde tamir edildiği sanılmaktadır.